Tevbe ne demektir?
evbe günahlardan gerçekten pişman olmak, bir daha yapmamaya karar vermek ve bilfiil de o günahı terk etmektir. Ayrıca üzerinde kul hakkı varsa derhal ödemek ve kaza namazları varsa bir an önce kazalara başlamaktır. Kötü arkadaşları varsa derhal terk etmektir.
Hazret-i Peygamber (sav) gelmiş geçmiş en büyük insan ve fahr-i kâinat olmasına rağmen günde yetmiş defa ve daha fazla tevbe ediyordu. Elbette onun günahı da yoktu. Fakat biz ümmetine örnek olmak, tevbenin gerekliliğini bizlere öğretmek için çok tevbe ve istiğfarda bulunuyordu.
Maalesef bugün bazı kardeşlerimiz, günahının çokluğundan ümitsizliğe kapılarak, bazıları ise tam tersine kendilerini günahsız görerek tevbe etmekten kaçınmaktadır. Oysa günah ne kadar büyük veya çok olursa olsun Allah’ın rahmeti karşısında küçücük kalır. Yeter ki kul pişman olup af dilesin.
Cenab-ı Mevla (cc): “Ey günah işlemek suretiyle nefislerine zulmetmiş kullarım. Allah’ın merhametinden ümidinizi kesmeyin. O bütün günahları bağışlayıverir. Zaten O çok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (17)
Kendini günahsız görenler ise kaçırdıkları namazları, kırdığı kalpleri ve boş şeylerle geçirdiği ömrünü düşünsün. Bunlar günah olarak yetmez mi?
“Şayet siz hiç günah işlemeyen bir kavim olsaydınız sizin için daha beteri olan kibir’e düşmenizden korkardım” (18)
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan (tevbe etmedikçe veya cezasını çekmedikçe) cennete giremez” (19) buyuran Rasulullah’ın (sav) uyarısına kulak versin.
Cenab-ı Mevla (cc):“Şayet Allah’ın fazlı ve rahmeti olmazsa sizden hiçbiriniz temize çıkamazsınız.” (20)
Peygamber (sav):“Allah’ın rahmeti olmadıkça hiç biriniz amellerinizle cennete giremezsiniz” buyurmuştur. (21)
Demek ki herkes tevbe etmeli, Allah’ın rahmetini talep etmelidir. Zira Allah’tan kaçış yoktur. Bilakis Allah’a kaçış vardır.
17 (Zümer: 53)
18 (Müsned-i Şihab:1447, Şuabil iman 7255)
19 (Müslim: 147, Ebu Davud: 4091)
20 (Nur: 21)
21 (Buhari: 6102)