Cenab-ı Mevla (c.c.) cümlemize evliyaullah’ın muhabbetini ve hidayete erenlerin yoluna uymayı nasip eylesin. Amin !

Süfyan-ı Sevri (r.a.) şöyle demiştir:

“ Batıl yollara gidenlerin hüsran olacağı müthiş (kıyamet gününde) hiç kimse için kurtuluş yoktur. Ancak nebiler (peygamberler), nebilere tabi olan veya onları sevenler kurtulacaktır. Şayet bir arifi-i billah (veli), doğuda bir gerçeği konuşsa, ta batıdaki onu sever birini muhabbeti hasebince o hakikatten nasibini alır.

Bir kişi de biriyle kucaklaşır. Oysa ikisi arasındaki uzaklık, doğu batı arasındaki mesafeden fazladır.

Ariflerin kalbi söyler, muridlerin kalbine yazılır.”

Sofi taifesinde Cüneyh-i Bağdadi (k.s.) şöyle der:

“ Maksuda ulaşmak için yolların en kısa olanı; kalbi bir şeyhe bağlamak ve vuku’ bulan halleri ondan sormak; ta ki kendi tasarrufu o şeyhin tasavvufunda yok oluncaya kadar böyle devam etmektir.”

Muhakkik alim Erdebili (ki Mişkat adlı kitabı şerhetmiştir) şöyle diyor:

“… tam bir istekle kalbini mürşidine bağlamak ve vuku bulan hallerde mürşidine sorup ondan öğrenmek lazımdır. Çünkü mürşidi, bu yolda onun (yol gösteren) arkadaşıdır.

Zira Cenab-ı Mevla (c.c.) buyurmuştur ki:

              يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

“ Ey iman edenler! Allah ‘dan korkun ve sadıklarla beraber olun.”

( Tevbe, 119)

                          يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“ Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve O’na vesile arayın ve Allah yolunda cihad ediniz. Umulur ki (bu yollarla) kurtuluşa erersizin).”                                                                    ( Maide, 35)