Mürid şeyhinin, zamanın en büyük şeyhi olduğuna inanmak zorunda mıdır?

 

Kendi nefsinde şeyhini en büyük bilse faydalıdır. Fakat böyle bilmek zorunda değildir. Şeyhinin kutup olduğuna inansa bile bunu başka şeyhlerin müritleri yanında söylemesi tarikat adabına aykırıdır.
Araya soğukluk girmesine ve fitneye sebebiyet verir. Her cemaat aynı iddiada bulunur ve ihtilaf çıkar. Mürüvvet sahibi Müslüman ispatlayamayacağı sözü iddia etmemelidir.
Asıl makbul olan, müridin şeyhini sebepsiz, sade, sâfi ve hâlis bir şekilde sevmesi, her halükarda (makamı veya kerameti olsun veya olmasın) ona bağlanmasıdır.
Bu konuda İmam Şarani Hz.’nin güzel bir beyanı vardır:
“Mürid iki çeşittir; muhib ve mutekid…
Muhib; şeyhini sebepsiz ve maksatsız olarak seven, bir makam veya sıfata aldırış etmeksizin ona bağlanandır. Bir babanın evladını sevdiği gibi saf bir şekilde sevendir. Bunların sayısı çok azdır, fakat en makbul mürit böyle olandır. Herkes ayrılsa o şeyhinden ayrılmaz.
Mutekid ise; şeyhini bir sıfatından dolayı seven, onun hakkında bazı yakıştırmalardan etkilenen mürittir. Şeyhine ya gavs veya mehdi diye veya keramet sahibi diye bağlanandır. Çoğu müritler böyledir ama bu bağlılığın bir kıymeti yoktur. Şayet o vasfın şeyhinde olmadığı ortaya çıkarsa şeyhini bırakabilir.” (62)