Allaha ulaşmak için vasıtaya gerek var mı?

Bu soru veya iddia zahiren abartılmış ve bir şaşırtmadan ibarettir. Çünkü evliya da Allah’ın bir kuludur. Vazifesi kullara rehberlik etmek, onları Allah’a ulaştırmaktır. Şeyh, yolu bilmeyene bir nevi öğretmenlik etmektedir.

Bir adam bir hocaya herhangi bir soru sorduğunda onu Allah (c.c) ile arasına sokmuş olmaz, aksine kendini Allah’a (c.c) yaklaştırmış olur.

27 (Tirmizi: 1707, Taberani/ Mucemul Kebir: 381, Musannef/ İbni Ebi Şeybe: 33717)
28 (Bakara 257)
Boğulana uzatılan değnek engel değil, yardımdır. “İlmi ile amel eden ve insanları Allah’ın dinine çağıran alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler geriye miras olarak mal bırakmazlar. Bıraktıkları mal sadakadır. Onlar geriye ancak ilim miras bırakırlar. Kim o mirası alırsa çok büyük bir hisse almıştır.” (29)

İnsanlar bir meseleyle karşılaştıklarında onu Rasulullah (sav)’e sorarlardı. Onun vefatından sonra ise hakiki varisleri olan alimlere sormak ve onların işaretlerine göre hareket etmek durumundadırlar.

O halde davet ve hidayet cihetinden Peygamberin Allah’la kul arasında işi ne ise varisleri olan âlimlerin de işi odur. Yok, eğer evliyaya (hâşâ) kulluk ve vesilenin
ötesinde nitelik verildiği düşünülürse (mesela kulluktan çıkarıp ulûhiyete yakıştırılırsa) bunun batıl ve şirk olduğu herkes tarafından bilinmektedir. O halde evliyanın konumu iyi tesbit edilirse problem yoktur.