Himmet ne demektir?
Himmet; özenmek, önemsemek, hayrını istemek, bir şeyin olmasını candan dilemek ve o iş için gayret sarf etmek gibi manalara gelir. Medet, istimdat ve istiğase ise yardım istemek demektir. “Şeyhim himmet” veya “medet ya şeyhim” demek: “Ya Rabbi! Şeyhimin hatırına bana yardım et” demektir.
Himmet, medet, istiğase, istimdat hep tevessül manasında kullanılır. Tevessülde anlattığımız dikkat edilmesi gereken hususlar bunlar içinde geçerlidir.
İstenilenin Allah (cc) olduğunu bildikten sonra bütün bu sözler caizdir. Elbette Allah dostları Allah indinde daha değerli ve duaları makbule daha şayandır. Bu sebeple onları aracı koymak talep edilen bir fiildir.
Efendimiz (sav) İbni Abbas (ra)’a;
“İsteyeceğinde Allah’tan iste” (38) buyurmuşken vesilenin de emredilmesi acaba bir tezat oluşturmuyor mu? diye bir sual akla gelebilir.
Cevaben deriz ki:
Vesile yaparken sanki Cenab-ı Allah’tan başkasından
mı isteniyor ki bir tezat bulunsun!?
Zaten vesile de yapılsa istenilen yine sadece Cenab-ı Allah’tır. Bazen kul ile Rabbi arasında bir ünsiyet (dostluk) ve kurb (yakınlık) hasıl olur ki o zaman direk istemek edeptir. Yoksa (özellikle de nefsini hakir gördüğü zamanlarda) vesile kılarak istemesi daha uygundur. Demek ki kişinin haline göre edep değişir.
Ayrıca şeyhin himmeti müridin gayretiyle alakalıdır. Mürid tamamen şeyhine güvenip, tembellik etmemelidir. Zahiri sebeplere yapışmalıdır.
Peygamber (sav), cennette onunla beraber olmak isteyen sahabi’ye: “Çok namaz kılmak suretiyle bana yardımcı ol” buyurmuştur. (39)
Yine bir zât, kendinden himmet isteyen müridine “gayret etmesini” emretmiştir.
38 (Tirmizi: 2516)
39 (Müslim: 226, İsbehani/ Hilyetul Evliya: 130)