Şeyh değiştirmek doğru mudur?

 

Daha evvelde dediğimiz gibi insan bir şeyhe bağlanmadan evvel araştırmalı, ‘âlim mi, meşrebine uygun mu’, diye incelemelidir. (63) Fakat bağlandıktan
sonra zahiren şeriata aykırı bir durum görmedikçe devam etmelidir. Nitekim bu yolda istikrar çok önemlidir.
İmam-ı Rabbani Hz:
“Bir yerde olan her yerde gibidir, her yerde olan ise hiçbir yerde değildir” buyurmuştur. Fakat özellikle Nakşibendî tarikatı muhabbet üzerine kurulmuştur. Şeyhine muhabbeti olmayan müridin ondan istifade etmesi imkânsızdır.
Şayet zahiren şeriata muhalefet gibi bir sebeple şeyhine ihlâs, muhabbet ve teslimiyet bağı kuramayan bir müridin daha fazla  oyalanması da doğru değildir. Hatta kalbinde şeyhinden ziyade başka bir şeyhin muhabbeti olan müridin o kapıda beklemesi bir nevi nifaktır.
Böyle bir durumda mürit nezaketen şeyhinden izin almalı, üzerinde hakkı olan şeyhiyle helalleşmeli ve elini öperek edeple ayrılmalıdır. Hakiki şeyhler müritlerinin başka şeyhlere gitmesinden değil, kötü yola düşmelerinden, dinden imandan uzaklaşmalarından korkarlar.
Bazı müritlerin kalp kayması endişesiyle yakınlarındaki âlim veya veli zatlardan uzak kalıp, onların bereketinden mahrum kalması da aslında yersizdir. Bu korku aslında onun şeyhine olan bağlılığının zayıflığına işarettir. Sadık mürid muhabbetinden emin olandır. Sonra kalp başka bir Allah dostuna kaysa ne olur? Kalp yeter ki yine bir Allah dostuna kaysın. Yeter ki günaha, isyana, cahiliyye adetlerine kayması.
62 (Envarü’l Kudsiyye/ Kudsi Nurlar)
63 (‘Şeyhte aranan vasıflar nelerdir?’ başlığı altında belli başlı bazı özellikler zikredilmişti.)
“Ey kalpleri çeviren Allah’ım. Kalplerimizi dinin üzere sabit kıl. Ancak ve ancak sevdiklerin ve razı olduklarına çevir”. (64)