MEKANIN DEĞERİ MEKİNE GÖREDİR… İSTANBULDA MÜBAREK BİR MEKÂN… BUHARA…
İslam Medeniyetinin merkezi İstanbul’da insanları hakka davet eden, sevgi ve muhabbeti yakıcı
manevi fatih, dinin ışığı, Peygamber Efendimizin sav. varisi ,aşığı,yolunun hizmetkarı
Büyük mürşid, büyük alim, mutasavvıf, Seyda Şeyh YAHYA EL-ABBASİ KS. Yad edildi.
Hem zahiren, hem batınen manevi derecesi çok yüksek, kamil, mükemmil bir mürşid…
Bir çok hicretten sonra Buhara da biten ve Buhara dan dünyaya açılan bir hizmet…
Bir ömür, Allahın Rızasına adanmış, insanları hakka davet yolunda çekilmiş büyük çile…
Peygamber aşkı ve ahlakı ile sevgi, şefkat ve merhamet, af yüklü, iman dolu büyük bir yürek…
Sevenleri ülfet muhabbet ünsiyet sekinet ve huzur dolu mis gibi kokular duydular,yaşadılar..
Muhterem Seyda’mız ks.
Sohbetinde sofilere çok önemli bilgiler verdi, tavsiyelerde bulundu.
Hepimiz onun manevi evladıyız. O bizim için sabahlara kadar dua etti, sevgi ve şefkatini esirgemedi.
“Tabi bizim için en önemlisi onun hayatını okumak, sünnetini, sıfatını öğrenmek ve uygulamak…”
Gerçek bir Müslüman, gerçek bir mü’min olmak için kendimizi bir mizana çekelim.
Sohbetlerle, Hatmelerle, Rabıtamızla, ibadet ve taatlarımızla onların bereketinden istifade edelim.
Allah cc. hepimizi Peygamber Efendimizin sancağı altında Seyda’mızla ks. buluşanlardan eylesin Amin.
LİSANI ZAKİR, KALBİ ŞAKİR OLMAK GEREKİR…. ZİKREDEN DİL, ŞÜKREDEN KALB….
İnsan üç temel mekanizmaya sahiptir. 1- Nefs 2-Akıl 3- Kalb
Nefis ; sürekli şeytanında vesvesesi ile insanı günaha sürükler kötülüğü emreder.
Akıl; istek ve arzuları düşünür, muhakeme eder, ölçer, tartar,
Kalp; onaylar. KALB ne ile meşgul ise , KALB te ne varsa bütün vücut ona göre sevk olur.
Eyüp a.s. duası , münacatı hem mücerret hem tesirlidir….
Duası: “Rabbi inni messeniye’ddurru ve ente erhamürrahimin” :
“Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.
Bana da merhamet eyle Yarabbi.” Enbiya sûresi-83…
“Para insanı sapıtır derler” bu onun için geçerli değil.
Hem zengin idi hem iyi ahlaklı hayırsever biri idi,on göre, mal mülk Allah’ın cc. emaneti idi
Dili zikir, kalbi şükür dolu idi. Büyük imtihanlardan geçti. Kemalin, sabrın, şükrün zirvesi numunesi.
Hz. Eyüp as. işleri bozuldu, bir anda zenginlikten fakirliğe düştü.
Ama o şöyle diyordu.. “-Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun değil mi?”
Eyüp Peygamber bir gün dışarıda işleriyle meşgul iken acı bir haber aldı.
Ani bir sarsıntıyla evleri yıkılmış, tüm çocukları göçük altında kalmıştı.
Yıkıntıdan sağ kurtulan yalnızca karısıydı.
Hz. Eyüp’ün gözleri evlat acısından kanlı yaşlarla doldu; ama ‘sabır’ dedi.
Eyüp Peygamber a.s. çocuklarını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
Belalar henüz bitmemişti. Hz. Eyüp’ün as. Vücudunda yaralar çıkmaya başladı.
Küçük küçük çıbanlar, gün geçtikçe büyüdü; bütün vücuduna yayıldı.
Eyüp Peygamber hekimlere gitti, ilaçlar kullandı ama nafile…
Yaralar iyileşeceğine azıyordu. Eyüp Peygamber’in hastalığı arttı.
Artık çalışamadığı için elde avuçta ne varsa hepsini tüketti.
Karısı ona bakıyordu, onu asla terk etmiyor, ona sahip çıkıyordu.
Eyüp Peygamber’in yaraları çok fenalaştı.
Hastalığının bulaşıcı olması ihtimaline karşı kimse onun yanına yaklaşmak istemiyordu.
Eyüp a.s yapayalnız kalmıştı. Acı ve ıstıraplar içindeydi…
Allah’a dua etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam etti.
Ama artık bırakın vücudunu hareket ettirmeyi, dudaklarını kıpırdatacak takati kalmamıştı.
Bir insanın başına gelebilecek her türlü felaket ve musibet, onun başına gelmişti.
Eyüp as. sağlığını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
Hastalığının şiddetlendiği bir anda: DİL ve KALBİ tehlikeye girinci Rabbine dua etti.
“Allah’ım her şeye evet ama sensizliğe hayır. Dil ve kalbimin sekteye uğramasına hayır.”
Çünkü Dil ve Kalb Allah’ı cc bilmenin, tanımanın MARİFETULLAHIN yeri. Buna razı olmam.
“YA RAB ZARAR BANA DOKUNDU, SEN ŞİFA VERENSİN, SANA MUHTACIM”
Allah cc. duasını kabul etti: “–Ayağını yere vur” diye vahyetti.
Eyüp Peygamber güçlükle ayağını kaldırıp indirdi.
Ayağını indirdiği yerden berrak bir su kaynamaya başladı.
Eyüp Peygamber o suyla yaralarını temizledi.
Yaraları kısa sürede kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti, içindeki dertler şifa buldu.
Eyüp as. hastalanmadan önceki sağlığına tez zamanda kavuştu.
Sağlığını kazanan Hz. Eyüp as. servetini de yeniden kazandı.
Böylece o, refah ve sağlık içindeyken Allah’ı unutmadığı gibi,
Yoksul ve hastalıktayken de O’na küsmedi, isyan etmedi.
Böylece Eyüp a.s. Allah’ın sadık ve sabırlı bir kulu olarak tarihe geçti.
“ ŞEFAATİM, ÜMMETİMDEN BÜYÜK GÜNAH SAHİPLERİ İÇİNDİR. ”
Bir kısmının hesapsız cennete girmesi, bir kısmının cezasını tamamlamadan cennete girmesi,
bir kısmı cennette yüksek derece alması, bir kısmı Allah cc katında daha yüksek derece kazanması için…
Yedi yerde şefaat edilecektir…
Birincisi; Makam-ı Mahmud şefaatidir ki, bütün mahşer halkına şamildir.
İkincisi; İyilik ve kötülüğü müsavi olanlara şefaat edip cennete girmeleri sağlanacaktır.
Üçüncüsü; cehennemde yanması gereken bazı mü’minlere şefaat edip cennete girmeleri temini.
Dördüncüsü; Efendimiz ümmetin arasına karışıp arkada kalanları araştırıp bir kısmına şefaat etmesi.
Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takva ehli olursunuz“
Yüce ve Şanlı Peygamberimiz s.a.v.
Şaban ayının son günleri idi, Yüce Sahabelerine bir hutbe irad etti, buyurdu ki:
“ EY İNSANLAR! YÜCE ve MÜBAREK BİR AYIN GÖLGESİ ÜZERİMİZE DÜŞTÜ…
O AYDA BİR GECE VAR Kİ BİN AYDAN DAHA HAYIRLIDIR…
BU AYDA ORUÇ TUTMAMIZ FARZ KILINDI ”
Bu ayda Kur’an (Hak ile Batılı ayıran) hidayet rehberi indirilmiş, İnsanlığa nurdan çizgiler çizilmiştir.
Ramazan ayı, mübarek, bereketli bir aydır. Sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.
Ramazan ayı, yardımlaşma ayıdır. O ayda mü’min rızkı bollaşır.
Kim bir hayır işlerse, bir oruçluya iftar ettirirse, mükâfatı günahların affına, karşılığı cennete çıkar.
Rabbimiz cc. başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azad olan
Razamazan ayına bizi eriştir ve halas olan kullarının arasına bizi dahil eyle. Amin.
“Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir.
Aciz ise nefisne ve hevasına uyan ve Allah’tan olmayacak şeyler isteyendir.” (Tirmizi)
Ey Oğul ;
Nice geceler vardır ki onları ilim tekrarı ve kitap mütalâları ile geçirmişsindir.
Uykuyu nefsine haram kılmışsındır. Bilmem ki bundan maksadın nedir ?
Eğer dünya meta’ına nail olmak yahut dünyada bir vazife alabilmek veya o ilim sebebiyle akranlarına karşı övünmek ise sana yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Eğer maksadın Resulullah (s.a.v)’in şeriatını ihya etmek, ahlakını süsleyip güzelleştirmek ve kötülüğü emreden nefsi emmareyi kırmak ise sana müjdeler olsun, müjdeler osun.
Şiar ne güzel söylemiş:
“ Senden başkası için geçen uykusuz geceler ziyandır.
Senden başkası için gözlerin ağlaması boşadır. “
Dün gece çok kıymetli bir hocamızın evlilik merasiminde
Seyda’mız k.s bizlere tavsiyelerde bulundu. İnsanı gafletten uyandıran bir sohbet ve nasihat…
Peygamber Efendimiz s.a.v. buyurdu ki:
“KIYAMET GÜNÜ BANA EN YAKIN OLANINIZ, AHLAKI EN GÜZEL OLANINIZDIR.”
Muhterem kardeşlerim,
“BİZ GAYEMİZİ, HEDEFİMİZİ, AMACIMIZI KAYBETTİK…”
Allah cc. biz kullarını başıboş yaratmadı. Bir yolculuğumuz var. Geçmişim var, geleceğimiz var.
Allah cc. bizlerden hayatımızın her anını bir düzen içinde sürdürmemizi istiyor.
Kim Allah cc. nin emirlerine uyar, O’na itaat ederse dünya hayatı huzurlu olur, mutlu olur.
Hem dünya, hem ahiret saadetine nail olur….
İlk sorumluluğumuz Rabbimize, Halıkımıza, Razıkımıza karşıdır.
Allah’ın razı olduğu işleri yapmak, razı olmadığı işlerden kaçmak….
İkinci olarak ANA-BABAMIZA iyilik etmek. Biz hiçbir zaman onlarını hakkını ödeyemeyiz.
Onların rızasını almak, onlara iyi davranmak sorumluluğumuz var….
Ailemize karşı, eşlerimize, çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız var.
Örflerin yanlışları değil, dinimizin, Peygamber Efendimizin s.a.v sünnetine uygun yaşamamız sorumluluğumuz var.
“KADININ KOCASI ÜZERİNDE, ERKEGİN KARISI ÜZERİNDE HAKLARI VAR.”
Sofi kardeşlerim, bizler hak hukuk üzerine gitmeyelim.
Haklılığımızı değil, mutluluğumuzu ön plana alalım. Eşlerimizle birbirimize sığınak olalım.
Muhabbetimizi, Sadakatimizi, Şefkat ve Merhametimizi, Sevgimizi ön plana alalım.
Evlerimizi televizyonların yıkıcı parçalayıcı filmleriyle değil, ibadetlerimizle, tatlarımızla koruyalım.
EVLERİMİZİ CENNET BAHÇESİNDEN BİR KÖŞE YAPALIM.
İnşallah en kısa sürede bu sohbetin videosu yayınlanır, tekrar ibretle seyreder dertlerimize derman buluruz.
Allah cc rızasına uygun yaşamayı gaye, hedef edinen ve muvaffak olan kullarından olmayı hepimize nasip etsin.Amin.
İslam âleminde neden gözyaşları dinmiyor?
İslam’a karşı husumeti olanlar, İslam’ı terörle özdeşleştirerek gözden düşürmek isteyenler,
özellikle İslam dünyasında delalet fırkalarını destekleyerek bizi birbirimize düşürmek istiyorlar.
Maalesef bunda başarılı gözüküyorlar.
Çünkü İslam dünyası, İslam’ın Ana Caddesini terk etmiş, bozuk fırkalar güçlenmiş terör estiriyorlar.
İntihar saldırıları, canice işlenen toplu katliamlar, dehşet gösterisi eylemler…
Allah için İslam’la ne alakası var.
Ehli sünnet vel cemaatin büyük ulemasını tanımayan, kısılan gönül ateşi yerini, tüten akıl dumanı ile
yüce dini meseleler satıh üstü tartışmalarla, seviyesiz atışmalarla gözden düşürülüyor, kafalar karışıyor.
Merhametsiz, aşkısız, vecdsiz, heyecansız, amelsiz Müslümalık üretiliyor.
İmanımız ve Amelimiz konuşmuyor, dilerimiz konuşuyor, ileri geri.
Allah’ın Rahmetine ermek isteyenler gelin YENİDEN İMAN edelim.
Allah cc ve Resulünün s.a.v in yoluna şuurla, azimle, sebatla sarılalım.
Ya Rabbi ben pişmanım yapmış olduğum bütün günahlarımdan….
Seyda’mızın ks. himmet ve bereketi üzerimize olsun. Rabbimiz cc. bizi affetsin. Amin.
KURBAN , ALLAHA YAKINLAŞMA VESİLESİ….
Zilhicce ayının onuncu günü hali vakti yerinde olan ve zekat haddi üstündeki zengine vacip…
Allah için kurban…. Kadir-i Mutlak Allah’a cc. boyun eğen Müslüman’a arınma yolu…
Gelin kurbanlarımızla, iman medeniyetimizi canlandıralım.
Her şeyin bir zekatı olduğu gibi, aklında zekatı ahiret endişesidir.
Dünyaya gönül veren boşvercilerden olmayalım. Allah için imanımızı, amelimizi gözden geçirelim.
Kimsenin kınamasına aldırmadan, İMAN ve İSLAM yoluna kurban olalım….
“Dünya arkasını dönmüş gidiyor, Ahiret ise bize yönelmiş yaklaşıyor.” Hadis
“Allah’ım içimi dışımdan daha hayırlı kıl ve dışımı da yararlı kıl.” Hadisi Şerif (Tirmizi)
MEKANIN DEĞERİ MEKİNE GÖREDİR… İSTANBULDA MÜBAREK BİR MEKÂN… BUHARA…
İslam Medeniyetinin merkezi İstanbul’da insanları hakka davet eden, sevgi ve muhabbeti yakıcı
manevi fatih, dinin ışığı, Peygamber Efendimizin sav. varisi ,aşığı,yolunun hizmetkarı
Büyük mürşid, büyük alim, mutasavvıf, Seyda Şeyh YAHYA EL-ABBASİ KS. Yad edildi.
Hem zahiren, hem batınen manevi derecesi çok yüksek, kamil, mükemmil bir mürşid…
Bir çok hicretten sonra Buhara da biten ve Buhara dan dünyaya açılan bir hizmet…
Bir ömür, Allahın Rızasına adanmış, insanları hakka davet yolunda çekilmiş büyük çile…
Peygamber aşkı ve ahlakı ile sevgi, şefkat ve merhamet, af yüklü, iman dolu büyük bir yürek…
Sevenleri ülfet muhabbet ünsiyet sekinet ve huzur dolu mis gibi kokular duydular,yaşadılar..
Muhterem Seyda’mız ks.
Sohbetinde sofilere çok önemli bilgiler verdi, tavsiyelerde bulundu.
Hepimiz onun manevi evladıyız. O bizim için sabahlara kadar dua etti, sevgi ve şefkatini esirgemedi.
“Tabi bizim için en önemlisi onun hayatını okumak, sünnetini, sıfatını öğrenmek ve uygulamak…”
Gerçek bir Müslüman, gerçek bir mü’min olmak için kendimizi bir mizana çekelim.
Sohbetlerle, Hatmelerle, Rabıtamızla, ibadet ve taatlarımızla onların bereketinden istifade edelim.
Allah cc. hepimizi Peygamber Efendimizin sancağı altında Seyda’mızla ks. buluşanlardan eylesin Amin.
“Allah cc. sizin suretlerinize bakmaz, kalplerinize bakar.”
Kalb “NAZARGAHI İLAHİ” dir. GÖNÜL ÇALABIN TAHTIDIR…
Her “GÜNAH” Kalbimizde, Gönlümüzde yara açıyor…
Her günah ile kirlenen gönlümüzde yara açılır, her günah küfre götüren yollar açar…
Allah’ı cc tanımanın bilmenin yeri kalptir. GÜNAHLAR kalbimizi tehdit eden tehlikedir.
Allah’tan uzak düşen insan, günahtan günaha yuvarlanırken, yaraları azar,
yaraları kurtçuk olur, şüphelerimizi azdıran, imanımızı kemiren yılancık olur.
Kalbimizi kaybedersek, insanlığımızı kaybetmişiz demektir.
Duygu, düşünce, merhamet, mahviyet, muhabbet, izzet, şerefin merkezi kalptir…
DİL kalbin sekretaryasıdır, GÖZ kalbin dünyaya açılan penceresi, kulak,el ayak kalbin yollarıdır….
Kalp bozuldu ise, göz harama bakar, el harama uzanır, dil yalanı söyler, el, ayak harama gider.
Kalbi bitmiş adam, vicdanı olmayan, adamlığı bitmiş insandır.
İhtiraslarını besleyen, hırsın zebunu, şeytanın maskarası olanlar, insanlığın yüz karasıdır.
Allah cc. bizi insan eyleye… İman insanı insan eder.
Yüce ve Şanlı Peygamberimiz Efendimiz s.a.v buyurdu ki:
“ İnsana bir vadi dolusu altın verseniz, bir vadi dolusu daha ister.”
İhtiraslı insan doymaz, onun gözünü bir avuç toprak doyurur.
İnsan en Yüce olan ALLAH cc a muhtaçtır. O’na kullukta şeref bulur. Huzur bulur…
İlimle, amelle, ihlas’la marifet yolunda yol alır… Büyükleri tanır, hayran olur…
İnsanlık en yüce örnek Peygamberimiz Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya s.a.v muhtaçtır.
Ya Rabbi, ben pişmanım, beni bana bırakma, Sen koru…. Amin.
LİSANI ZAKİR, KALBİ ŞAKİR OLMAK GEREKİR…. ZİKREDEN DİL, ŞÜKREDEN KALB….
İnsan üç temel mekanizmaya sahiptir. 1- Nefs 2-Akıl 3- Kalb
Nefis ; sürekli şeytanında vesvesesi ile insanı günaha sürükler kötülüğü emreder.
Akıl; istek ve arzuları düşünür, muhakeme eder, ölçer, tartar,
Kalp; onaylar. KALB ne ile meşgul ise , KALB te ne varsa bütün vücut ona göre sevk olur.
LİSANI ZİKİR , KALBİ ŞAKİR OLMAK GEREKLİDİR. Eyüp a.s. kıssası ibretliktir.
Eyüp a.s. duası , münacatı hem mücerret hem tesirlidir….
Duası: “Rabbi inni messeniye’ddurru ve ente erhamürrahimin” :
“Ya Rabbi zarar bana dokundu. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.
Bana da merhamet eyle Yarabbi.” Enbiya sûresi-83…
“Para insanı sapıtır derler” bu onun için geçerli değil.
Hem zengin idi hem iyi ahlaklı hayırsever biri idi,on göre, mal mülk Allah’ın cc. emaneti idi
Dili zikir, kalbi şükür dolu idi. Büyük imtihanlardan geçti. Kemalin, sabrın, şükrün zirvesi numunesi.
Hz. Eyüp as. işleri bozuldu, bir anda zenginlikten fakirliğe düştü.
Ama o şöyle diyordu.. “-Allah verdi; Allah aldı; her şey O’nun değil mi?”
Eyüp Peygamber bir gün dışarıda işleriyle meşgul iken acı bir haber aldı.
Ani bir sarsıntıyla evleri yıkılmış, tüm çocukları göçük altında kalmıştı.
Yıkıntıdan sağ kurtulan yalnızca karısıydı.
Hz. Eyüp’ün gözleri evlat acısından kanlı yaşlarla doldu; ama ‘sabır’ dedi.
Eyüp Peygamber a.s. çocuklarını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
Belalar henüz bitmemişti. Hz. Eyüp’ün as. Vücudunda yaralar çıkmaya başladı.
Küçük küçük çıbanlar, gün geçtikçe büyüdü; bütün vücuduna yayıldı.
Eyüp Peygamber hekimlere gitti, ilaçlar kullandı ama nafile…
Yaralar iyileşeceğine azıyordu. Eyüp Peygamber’in hastalığı arttı.
Artık çalışamadığı için elde avuçta ne varsa hepsini tüketti.
Karısı ona bakıyordu, onu asla terk etmiyor, ona sahip çıkıyordu.
Eyüp Peygamber’in yaraları çok fenalaştı.
Hastalığının bulaşıcı olması ihtimaline karşı kimse onun yanına yaklaşmak istemiyordu.
Eyüp a.s yapayalnız kalmıştı. Acı ve ıstıraplar içindeydi…
Allah’a dua etmeye ve O’ndan sabır istemeye devam etti.
Ama artık bırakın vücudunu hareket ettirmeyi, dudaklarını kıpırdatacak takati kalmamıştı.
Bir insanın başına gelebilecek her türlü felaket ve musibet, onun başına gelmişti.
Eyüp as. sağlığını kaybetti ama sabrını ve metanetini kaybetmedi.
Hastalığının şiddetlendiği bir anda: DİL ve KALBİ tehlikeye girinci Rabbine dua etti.
“Allah’ım her şeye evet ama sensizliğe hayır. Dil ve kalbimin sekteye uğramasına hayır.”
Çünkü Dil ve Kalb Allah’ı cc bilmenin, tanımanın MARİFETULLAHIN yeri. Buna razı olmam.
“YA RAB ZARAR BANA DOKUNDU, SEN ŞİFA VERENSİN, SANA MUHTACIM”
Allah cc. duasını kabul etti: “–Ayağını yere vur” diye vahyetti.
Eyüp Peygamber güçlükle ayağını kaldırıp indirdi.
Ayağını indirdiği yerden berrak bir su kaynamaya başladı.
Eyüp Peygamber o suyla yaralarını temizledi.
Yaraları kısa sürede kuruyup kayboldu; sudan doyasıya içti, içindeki dertler şifa buldu.
Eyüp as. hastalanmadan önceki sağlığına tez zamanda kavuştu.
Sağlığını kazanan Hz. Eyüp as. servetini de yeniden kazandı.
Böylece o, refah ve sağlık içindeyken Allah’ı unutmadığı gibi,
Yoksul ve hastalıktayken de O’na küsmedi, isyan etmedi.
Böylece Eyüp a.s. Allah’ın sadık ve sabırlı bir kulu olarak tarihe geçti.
“ve teavenü alel biri vet-tekva”
“ H A Y I R VE T A K V A D A Y A R D I M L A Ş I N ” Maide suresi 2. ayet
“Biz zikir ehliyiz, bir de kardeşlerimizle aramızda muhabbetimiz var elhamdülillah” Seyda ks.
SAFLARIMIZI SIKLAŞTIRALIM….
Yolumuz sohbet ve muhabbet yolu….. İster yazılı ister sözlü olsun söz, sözdür muhabbete vesiledir.
Söz insanı insana, zamanı zamana bağlar. İnsanlık alemi bir söz ve mana uğultusu içinde yaşar.
Her yerde, her durumda konuşan insan . Açık oturumlar, paneller, münakaşalar, forumlar, sohbetler…
“SOHBETLER” de yalnız bilgi alışverişi değil, gönül ve muhabbet de vardır.
Peygamber Efendimizin sav. Sohbetinde olgunlaşanlar SAHABE oldular…
SAHABE; yüce sohbetten bereketlenenler demektir…
Yüce İslam âlimleri, daima kavganın, tartışmanın, soğukluğun olmadığı sohbetleri tercih etmişlerdir.
Temiz bir mekânda, dost bir mecliste münazara ve münakaşa azalır huzur ve bereket hâsıl olur…
Dünyadaki bütün Müslüman kardeşlerimiz için sohbetlerimiz muhabbete dönüşsün inşallah.
Dua edelim, dünyadaki bütün Müslüman kardeşlerimiz için.
Onların ızdırablarını yüreklerimizde hissedelim.
Ya Rabbi cc Ümmeti Muhammede birlik, dirlik, beraberlik ver. Zalimlerin zulmünden kurtar.
İslam’ın Ana Caddesinde, Muhammed Mustafa’ya sav. Layık hakiki ümmet eyle… Amin.
Envârü’l Aşıkin den… Şafaat bölümü…
Peygamber Efendimiz s.a.v. Buyurdu ki:
“ ŞEFAATİM, ÜMMETİMDEN BÜYÜK GÜNAH SAHİPLERİ İÇİNDİR. ”
Bir kısmının hesapsız cennete girmesi, bir kısmının cezasını tamamlamadan cennete girmesi,
bir kısmı cennette yüksek derece alması, bir kısmı Allah cc katında daha yüksek derece kazanması için…
Yedi yerde şefaat edilecektir…
Birincisi; Makam-ı Mahmud şefaatidir ki, bütün mahşer halkına şamildir.
İkincisi; İyilik ve kötülüğü müsavi olanlara şefaat edip cennete girmeleri sağlanacaktır.
Üçüncüsü; cehennemde yanması gereken bazı mü’minlere şefaat edip cennete girmeleri temini.
Dördüncüsü; Efendimiz ümmetin arasına karışıp arkada kalanları araştırıp bir kısmına şefaat etmesi.
Beşincisi; cennette daha üstün mertebe almak için
Altıncısı; Peygamber Efendimizin s.a.v. Allah’tan cc müsaade dilemesiyle şefaat edeceği kimseler
Yedincisi: büyük günah sahiplerine şefaati…
Allah’ın cc. Rahmeti, Af ve Mağfireti, Peygamber Efendimizin sav. Şefaati,
Sadat’ların ve Seyda’mızın ks. Himmeti hepimizin üzerine olsun inşallah…
Şimdi hasat zamanı…
Kur’anı Kerim de Allah cc şöyle buyuruyor:
“ Ey İman edenler,
Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takva ehli olursunuz“
Yüce ve Şanlı Peygamberimiz s.a.v.
Şaban ayının son günleri idi, Yüce Sahabelerine bir hutbe irad etti, buyurdu ki:
“ EY İNSANLAR! YÜCE ve MÜBAREK BİR AYIN GÖLGESİ ÜZERİMİZE DÜŞTÜ…
O AYDA BİR GECE VAR Kİ BİN AYDAN DAHA HAYIRLIDIR…
BU AYDA ORUÇ TUTMAMIZ FARZ KILINDI ”
Bu ayda Kur’an (Hak ile Batılı ayıran) hidayet rehberi indirilmiş, İnsanlığa nurdan çizgiler çizilmiştir.
Ramazan ayı, mübarek, bereketli bir aydır. Sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.
Ramazan ayı, yardımlaşma ayıdır. O ayda mü’min rızkı bollaşır.
Kim bir hayır işlerse, bir oruçluya iftar ettirirse, mükâfatı günahların affına, karşılığı cennete çıkar.
Rabbimiz cc. başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azad olan
Razamazan ayına bizi eriştir ve halas olan kullarının arasına bizi dahil eyle. Amin.
Büyük Alim İmam-ı Gazali ks. den…
İlim ve Amel 8
Ey Oğul;
Resulullah (s.a.v) : buyurdu ki:
“Akıllı kişi nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir.
Aciz ise nefisne ve hevasına uyan ve Allah’tan olmayacak şeyler isteyendir.” (Tirmizi)
Ey Oğul ;
Nice geceler vardır ki onları ilim tekrarı ve kitap mütalâları ile geçirmişsindir.
Uykuyu nefsine haram kılmışsındır. Bilmem ki bundan maksadın nedir ?
Eğer dünya meta’ına nail olmak yahut dünyada bir vazife alabilmek veya o ilim sebebiyle akranlarına karşı övünmek ise sana yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Eğer maksadın Resulullah (s.a.v)’in şeriatını ihya etmek, ahlakını süsleyip güzelleştirmek ve kötülüğü emreden nefsi emmareyi kırmak ise sana müjdeler olsun, müjdeler osun.
Şiar ne güzel söylemiş:
“ Senden başkası için geçen uykusuz geceler ziyandır.
Senden başkası için gözlerin ağlaması boşadır. “