HER ŞEYİ BİR ŞEYDEN, BİR ŞEYİ HER ŞEYDEN YARATAN ALLAH cc NE YÜCEDİR…
Önce emniyet, sonra hareket… Önce besmele, sonra tefekkür…
İnsanın çok büyük bir düşmanı var, zalim mi zalim, gaddar mı gaddar, güçlü mü güçlü, onun şerrinden, igvasından Allah’a cc. sığınmak insan için çok önemli… Bu düşman , Şeytan ,onun hileleri, desiseleri, vesveseleri.
Şeytan bizim için neden düşman, taşla kovulan, alçaltılmış şeytan, Allah’ın emrine karşı gelen, itaat etmeyen şeytan. Nas ve Felak sureleri başlı başına sığınma,korunma dualarıdır.
İNSANIN YARATILIŞ AMACI : ALLAH’I cc TANIMA, BİLME , O’NUN YÜCE KUDRETİNE TAZİM ETME…
MARİFETULLAHTIR. Çünkü Allah cc insana ESMA BİLGİSİNİ (insanın yaratılış amacını bilme yeteneği) öğretti.
Allah cc. şöyle buyurmuştur:
“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” Bakara Suresi 2/30
İnsan : Yeryüzünün Halifesi, Hz. Adem a.s. çok yüce bir makamın sahibi…
Melekler, “Ya Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?
Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz” dediler.
Allah meleklere “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” dedi.” (Bakara, 2/30)
Hilafetin meleklere değil de insana verilmesinin birçok hikmeti vardır.
İnsan, ibadetin bütün çeşitlerini yapabildiği gibi, bütün varlık âlemini de tefekkür edebiliyor.
İnsan “bütün esmâya” mazhardır. Bu yönüyle de melekleri geride bırakıyor.
Cebrail (as) ile Azrail’in (as.) mazhar oldukları isimler farklıdır, görevleri de farklıdır.
Melekler bir engel olmaksızın ve severek ibadet ettikleri halde, insanoğlu, nefis ve şeytana ve şeytan görevi yapan nice cereyanlara ve onlara kapılan nice kötü insanlara rağmen ibadet etmekle meleklerden üstün oluyor.
Meleklerin gıpta ettikleri bütün peygamberler, bütün sahabeler, Allah’ın bütün veli kulları bu davanın canlı şahitleridirler.
“Şeytan” ise başlangıçta ateş olan “Cann” idi.
Ademin yeryüzüne halife seçildiğini öğrenince, Allah’tan ümidini kesti “İblis” oldu.
Adem’e secde etmeyi reddedip de Allah’ın rahmetinden kovulunca “Şeytan” oldu.
Şeytanın gözü insanın yüce makamına oturmaktı, bu olmayınca kıskandı, kibirlendi ve isyan etti.
Şeytan âlemlerin Rabb’ine: “-Sen yanlış yaptın, eşref-i mahlukat olarak yanlış bir yaratığı aday seçtin, yanlış birine emaneti yükledin. Buna ehil olan benim. İnsan bu planı gerçekleştirmeyecektir. Ve bu yüzden yanlış aday seçtiğin için önünde secde etmeyeceğim.”
Yüce Allah, onların “bilmediklerini bildiğini” söyleyerek onları teskin etti.
Melekler ikna oldu ve Adem’in önünde secde ettiler, yani bu muhteşem potansiyele, harikulade takvime ve eşsiz role şapka çıkardılar. Secde, Allah’ın muradına, insanın saygınlığına ve üstlendiği role şapka çıkarmaktır.
Şeytan ise secde etmeyi reddetti ve eğer Allah kendisine mühlet verirse, Allah’ın haşa- yanlış bir iş yaptığını ispat edebileceğini söyledi. Allah da ona kıyamete kadar mühlet verdi (38/Sad, 71-85.)
EY İNSAN ! KENDİNİ BİL , RABBİNİ TANI, ŞEYTANIN TUZAĞINA DÜŞME…. NEFSİNE UYMA…
Rabbimiz biz zalim nefsimizin ve şeytanın şerrinden, senin rahmetine af ve keremine sığınıyoruz. Bizi koru.Amin
Sonra olacak şeyler ile kalbini meşgul etme. Rızka Allah (cc) kefil olmuştur.
Önüne geldiği zaman sebeplere yapış amma kalbini bu düşüncelerle yorma.
Sırf tevekküle yapışıp sebepleri terk etmek yanlış olduğu gibi,
sırf sebeplere yapışıp Allah’ı unutmak da yanlıştır.
İnsan sebeplere yapışıp takdiri Allah’a bırakmalı,
her şeyin belli bir kaderi olduğunu unutmamalı ve
kalbini rızık vs. endişesiyle meşgul etmemelidir.
…………………………………………………….
Allah cc. bize hakkı hak bilen ve buna uyan kullarından olmayı nasip etsin.Amin.
“EMR-İ Bİ’L-MÂRUF NEHY-İ ANİ’L -MÜNKER”
Allah (cc) Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) için ayeti kerime’ de buyurmuşlardır ki:
” Resûlüm! Onlar iman etmiyorlar diye âdeta kendine kıyacaksın” (Şuarâ sûresi, 26/3)
Moda bir taklit dalgasıdır. Daima güçlüden zayıfa doğru akar, geçer, gider. Dolayısıyla her Müslüman kimliğini , kişiliğini , iddiasını , davasını moda haline getirmesi lazım müslümanın; tesbihinin ,kaleminin , seccadesinin ,takkesinin ,temizliğinin moda olması lazım.Ben camiye gittiğimde eğer tuvalete giremiyorsam bu bütün müslümanların ayıbıdır.Alış veriş merkezlerindeki tuvaletler tertemiz ancak camiilerdeki tuvaletler kirli. Bu bize yakışmıyor. Tam tersi olması lazım.Biz ki Rasulullah’ın yolundan gitmek istiyorsak tebliğ etmeliyiz ama tebliğ etmek için bizim dünya ya adımızı duyurmamız lazım(gerek kılık kıyafet, gerek temezlik , gerek saygı) o yüzden her müslümanın kaliteli bir tesbihi kaliteli bir takkesi en önemlisi ise temizliğinin tam olması lazım. ALLAH RIZASI İÇİN DİKKATE ALINIZ ve MÜSLÜMANIN ADINI KÖTÜYE ÇIKARMAYINIZ.
HER VARLIK KENDİ DİLİNCE
MUTLAK VARLIK OLAN ALLAH’I cc. ZİKİR VE TESBİH EDER…
Hiçbir yiğidin kaza ve kader okuna karşı kalkanı yoktur.
İbret alan ve hikmeti sezen göz olmak basirettir.
Gayretli olmak, elinden gelen çabayı sarf edip,
olana razı olmak tevekkül ve rızadır.
Şuur; idrakin idraki.
Düşünen tarafından düşünme vetiresinin idrak edilmesi.
Her insan idrak seviyesine göre konuşur ve davranır.
İdrak kapıları akli, kalbi, ruhi açıldıkça açılır….
Akıldan imana, imandan kemale doğru….
Ham, olgun, kamil, mükemmil, kutup…….
A N L A M A K…..
TEZEKKÜR ve TEFEKKÜR…… Hatırlama, anma ve derin düşünme, ANLAMAK…
Allah’ın cc. emirlerine tazim, Allah’ın cc. yarattıklarına şefkat göstermek…..
Peygamber Efendimiz s.a.v. Ebu Zer r.a. buyurdu ki:
“GEMİNİ BİR KERE DAHA ELDEN GEÇİREREK YENİLE , ÇÜNKÜ DENİZ ÇOK DERİN.
AZIĞINI TASTAMAM AL, ŞÜPHESİZ YOLCULUK PEK UZUN.
SIRTINDAKİ YÜKÜNÜ HAFİF TUT, ÇÜNKÜ TIRMANACAĞIN YOKUŞ SARP MI SARP.
AMELİNDE İHLÂSLI OL, ZİRA HER ŞEYİ GÖRÜP GÖZETEN VE HAKKIYLA DEĞERLENDİREN
RABB’İN SENİN YAPIP ETTİKLERİNDEN DE HABERDARDIR.”
…………………………………………………………………………………………………………………………………
Gemiyi yenilemek; İMANINIZI her an yenileyin. İmanınızın gereğine uygun yaşayın.
Dünya okyanusunda yolcuyuz. İman gemisi ,emniyettir.
Bizi menzile vardıracak en önemli vesiledir. Tezekkür ve tefekkür (zikir ve fikir) olmazsa,
insanın imanını tehdit eden pek çok tehlike var.
Azığını Al; DÜNYADA YOLCULUK, DÜNYADAN YOLCULUK… Hazırlıksız olur mu?
Salih ameli tedarik et. Gayret et. “Dünya ahiretin tarlasıdır”
Yükü hafiflet; tonajı kaçan gemi batar. Dengesi bozulur.
Günah, insanın sırtında bir kamburdur, insanı suya batıran ağır bir yüktür.
Tevbe ile arınarak, her işlenen kötülüğün ardından bir iyilik işleyerek, yükü hafifletmek.
İnsanın imtihanı zordur; belalar, musibetler, sıkıntılar, iflaslar, insanı tehdit eden sebepler.
Sabredip şükredip yolda kalmamalı, insan için bir zorluk, bir kolaylık birbirini takip eder.
Her durumu kâra kazanca çevirebilmek için, ferahlıkta şükür, sıkıntıda sabır gerek.
“Lütfunda hoş, Kahrında hoş” diyebilmek. Yapılan Salih ameller günahları silen bir silgi gibidir.
İhlaslı olmak: Amelin canı ihlastır. Can olmazsa vücut bir kadavradır.
Allah’ı görüyormuş gibi O’na kulluk etmek, Rızasına uygun yaşamak…..
Çünkü O BİZİ DAİMA GÖRÜYOR, İŞİTİYOR, BİLİYOR.
Sohbeti Gülşenden…..
“FİTNEYİ DOĞURACAK BİR DOĞRU, FİTNEYİ SÖNDÜRECEK YALANDAN DAHA KÖTÜDÜR.”
Seyda Yahya Abbasi ( k.s.a)
Bazı insanlar bazılarına, bazı sebep ve maksatlardan dolayı düşmanlık ediyorlar, Allah’ın cc.
“Muhakkak ki şeytan sizin için düşmandır öyleyse siz de onu kendinize düşman edinin.” (Fatır 6)
ayetini düşündüm ve bildim ki şeytandan başkasını kendime düşman edinmem bana caiz değildir.
Euzübillahimişşeytanirraciym Bismillahirrahmanirrahiym
HER ŞEYİ BİR ŞEYDEN, BİR ŞEYİ HER ŞEYDEN YARATAN ALLAH cc NE YÜCEDİR…
Önce emniyet, sonra hareket… Önce besmele, sonra tefekkür…
İnsanın çok büyük bir düşmanı var, zalim mi zalim, gaddar mı gaddar, güçlü mü güçlü, onun şerrinden, igvasından Allah’a cc. sığınmak insan için çok önemli… Bu düşman , Şeytan ,onun hileleri, desiseleri, vesveseleri.
Şeytan bizim için neden düşman, taşla kovulan, alçaltılmış şeytan, Allah’ın emrine karşı gelen, itaat etmeyen şeytan. Nas ve Felak sureleri başlı başına sığınma,korunma dualarıdır.
İNSANIN YARATILIŞ AMACI : ALLAH’I cc TANIMA, BİLME , O’NUN YÜCE KUDRETİNE TAZİM ETME…
MARİFETULLAHTIR. Çünkü Allah cc insana ESMA BİLGİSİNİ (insanın yaratılış amacını bilme yeteneği) öğretti.
Allah cc. şöyle buyurmuştur:
“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” Bakara Suresi 2/30
İnsan : Yeryüzünün Halifesi, Hz. Adem a.s. çok yüce bir makamın sahibi…
Melekler, “Ya Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?
Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz” dediler.
Allah meleklere “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.” dedi.” (Bakara, 2/30)
Hilafetin meleklere değil de insana verilmesinin birçok hikmeti vardır.
İnsan, ibadetin bütün çeşitlerini yapabildiği gibi, bütün varlık âlemini de tefekkür edebiliyor.
İnsan “bütün esmâya” mazhardır. Bu yönüyle de melekleri geride bırakıyor.
Cebrail (as) ile Azrail’in (as.) mazhar oldukları isimler farklıdır, görevleri de farklıdır.
Melekler bir engel olmaksızın ve severek ibadet ettikleri halde, insanoğlu, nefis ve şeytana ve şeytan görevi yapan nice cereyanlara ve onlara kapılan nice kötü insanlara rağmen ibadet etmekle meleklerden üstün oluyor.
Meleklerin gıpta ettikleri bütün peygamberler, bütün sahabeler, Allah’ın bütün veli kulları bu davanın canlı şahitleridirler.
“Şeytan” ise başlangıçta ateş olan “Cann” idi.
Ademin yeryüzüne halife seçildiğini öğrenince, Allah’tan ümidini kesti “İblis” oldu.
Adem’e secde etmeyi reddedip de Allah’ın rahmetinden kovulunca “Şeytan” oldu.
Şeytanın gözü insanın yüce makamına oturmaktı, bu olmayınca kıskandı, kibirlendi ve isyan etti.
Şeytan âlemlerin Rabb’ine: “-Sen yanlış yaptın, eşref-i mahlukat olarak yanlış bir yaratığı aday seçtin, yanlış birine emaneti yükledin. Buna ehil olan benim. İnsan bu planı gerçekleştirmeyecektir. Ve bu yüzden yanlış aday seçtiğin için önünde secde etmeyeceğim.”
Yüce Allah, onların “bilmediklerini bildiğini” söyleyerek onları teskin etti.
Melekler ikna oldu ve Adem’in önünde secde ettiler, yani bu muhteşem potansiyele, harikulade takvime ve eşsiz role şapka çıkardılar. Secde, Allah’ın muradına, insanın saygınlığına ve üstlendiği role şapka çıkarmaktır.
Şeytan ise secde etmeyi reddetti ve eğer Allah kendisine mühlet verirse, Allah’ın haşa- yanlış bir iş yaptığını ispat edebileceğini söyledi. Allah da ona kıyamete kadar mühlet verdi (38/Sad, 71-85.)
EY İNSAN ! KENDİNİ BİL , RABBİNİ TANI, ŞEYTANIN TUZAĞINA DÜŞME…. NEFSİNE UYMA…
Rabbimiz biz zalim nefsimizin ve şeytanın şerrinden, senin rahmetine af ve keremine sığınıyoruz. Bizi koru.Amin
Ey Nâbi Sakın terk-i edepten kuy-ı mahbub-ı hudadır bu
Nazargahı ilahidir. Makam-ı Mustafadır bu.
Şu insanlar ne kadar medeni
Ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni
Medeniyet açmaksa bedeni
İnsanlar hayvanlardan daha medeni.
Hikmetlerden….
“TEDBİR ALMAKTAN NEFSİNİ RAHAT TUT. BAŞKASININ (ALLAH’IN) SENİN YERİNE YAPTIĞI İŞİ
KENDİ ÜZERİNE YÜKLEME.”
Sonra olacak şeyler ile kalbini meşgul etme. Rızka Allah (cc) kefil olmuştur.
Önüne geldiği zaman sebeplere yapış amma kalbini bu düşüncelerle yorma.
Sırf tevekküle yapışıp sebepleri terk etmek yanlış olduğu gibi,
sırf sebeplere yapışıp Allah’ı unutmak da yanlıştır.
İnsan sebeplere yapışıp takdiri Allah’a bırakmalı,
her şeyin belli bir kaderi olduğunu unutmamalı ve
kalbini rızık vs. endişesiyle meşgul etmemelidir.
…………………………………………………….
Allah cc. bize hakkı hak bilen ve buna uyan kullarından olmayı nasip etsin.Amin.
“EMR-İ Bİ’L-MÂRUF NEHY-İ ANİ’L -MÜNKER”
Allah (cc) Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) için ayeti kerime’ de buyurmuşlardır ki:
” Resûlüm! Onlar iman etmiyorlar diye âdeta kendine kıyacaksın” (Şuarâ sûresi, 26/3)
Moda bir taklit dalgasıdır. Daima güçlüden zayıfa doğru akar, geçer, gider. Dolayısıyla her Müslüman kimliğini , kişiliğini , iddiasını , davasını moda haline getirmesi lazım müslümanın; tesbihinin ,kaleminin , seccadesinin ,takkesinin ,temizliğinin moda olması lazım.Ben camiye gittiğimde eğer tuvalete giremiyorsam bu bütün müslümanların ayıbıdır.Alış veriş merkezlerindeki tuvaletler tertemiz ancak camiilerdeki tuvaletler kirli. Bu bize yakışmıyor. Tam tersi olması lazım.Biz ki Rasulullah’ın yolundan gitmek istiyorsak tebliğ etmeliyiz ama tebliğ etmek için bizim dünya ya adımızı duyurmamız lazım(gerek kılık kıyafet, gerek temezlik , gerek saygı) o yüzden her müslümanın kaliteli bir tesbihi kaliteli bir takkesi en önemlisi ise temizliğinin tam olması lazım. ALLAH RIZASI İÇİN DİKKATE ALINIZ ve MÜSLÜMANIN ADINI KÖTÜYE ÇIKARMAYINIZ.
HER VARLIK KENDİ DİLİNCE
MUTLAK VARLIK OLAN ALLAH’I cc. ZİKİR VE TESBİH EDER…
Hiçbir yiğidin kaza ve kader okuna karşı kalkanı yoktur.
İbret alan ve hikmeti sezen göz olmak basirettir.
Gayretli olmak, elinden gelen çabayı sarf edip,
olana razı olmak tevekkül ve rızadır.
Şuur; idrakin idraki.
Düşünen tarafından düşünme vetiresinin idrak edilmesi.
Her insan idrak seviyesine göre konuşur ve davranır.
İdrak kapıları akli, kalbi, ruhi açıldıkça açılır….
Akıldan imana, imandan kemale doğru….
Ham, olgun, kamil, mükemmil, kutup…….
Cumanız mübarek olsun…
A N L A M A K…..
TEZEKKÜR ve TEFEKKÜR…… Hatırlama, anma ve derin düşünme, ANLAMAK…
Allah’ın cc. emirlerine tazim, Allah’ın cc. yarattıklarına şefkat göstermek…..
Peygamber Efendimiz s.a.v. Ebu Zer r.a. buyurdu ki:
“GEMİNİ BİR KERE DAHA ELDEN GEÇİREREK YENİLE , ÇÜNKÜ DENİZ ÇOK DERİN.
AZIĞINI TASTAMAM AL, ŞÜPHESİZ YOLCULUK PEK UZUN.
SIRTINDAKİ YÜKÜNÜ HAFİF TUT, ÇÜNKÜ TIRMANACAĞIN YOKUŞ SARP MI SARP.
AMELİNDE İHLÂSLI OL, ZİRA HER ŞEYİ GÖRÜP GÖZETEN VE HAKKIYLA DEĞERLENDİREN
RABB’İN SENİN YAPIP ETTİKLERİNDEN DE HABERDARDIR.”
…………………………………………………………………………………………………………………………………
Gemiyi yenilemek; İMANINIZI her an yenileyin. İmanınızın gereğine uygun yaşayın.
Dünya okyanusunda yolcuyuz. İman gemisi ,emniyettir.
Bizi menzile vardıracak en önemli vesiledir. Tezekkür ve tefekkür (zikir ve fikir) olmazsa,
insanın imanını tehdit eden pek çok tehlike var.
Azığını Al; DÜNYADA YOLCULUK, DÜNYADAN YOLCULUK… Hazırlıksız olur mu?
Salih ameli tedarik et. Gayret et. “Dünya ahiretin tarlasıdır”
Yükü hafiflet; tonajı kaçan gemi batar. Dengesi bozulur.
Günah, insanın sırtında bir kamburdur, insanı suya batıran ağır bir yüktür.
Tevbe ile arınarak, her işlenen kötülüğün ardından bir iyilik işleyerek, yükü hafifletmek.
İnsanın imtihanı zordur; belalar, musibetler, sıkıntılar, iflaslar, insanı tehdit eden sebepler.
Sabredip şükredip yolda kalmamalı, insan için bir zorluk, bir kolaylık birbirini takip eder.
Her durumu kâra kazanca çevirebilmek için, ferahlıkta şükür, sıkıntıda sabır gerek.
“Lütfunda hoş, Kahrında hoş” diyebilmek. Yapılan Salih ameller günahları silen bir silgi gibidir.
İhlaslı olmak: Amelin canı ihlastır. Can olmazsa vücut bir kadavradır.
Allah’ı görüyormuş gibi O’na kulluk etmek, Rızasına uygun yaşamak…..
Çünkü O BİZİ DAİMA GÖRÜYOR, İŞİTİYOR, BİLİYOR.
Sevgili(k.s.) en Sevgiliyi(s.a.v) ziyarete, asiklar diyarina gitti.Selam olsun tum asiklara,Allah (c.c.) icin birbirini sevenlere…
Rabıta Risalesi’nden….
Cenâb-ı Mevla (c.c.) bir Hadis-i Kudside, Rasûlü’nün lisanı ile buyurmuştur ki:
“KİM BENİM BİR DOSTUMA DÜŞMANLIK YAPARSA, BEN ONA HARB İLÂN ETMİŞİMDİR.”
(Mesâbihu’s-Sünne,1621)
– Ey kardeşim ! İnkarın sebebi ya cehâlettir ki, inkârın çoğu da bundandır.
Ya da ilmiyle amel etmemektir ki, inkar eden âlimlerin çoğu bu kısım âlimlerdir.
– Ey kardeşim ! Eğer câhil isen bilmediğin şeyin peşine düşme.
Yoksa zulüm yaparsın. “Şu helaldir, bu hâramdır” deme. Yoksa Allah’ın indirdiğinin dışında hükmedersin.
Şayet âlim isen, ey kardeşim, ilminle amel et; hevâ peşinde koşma. Yoksa Allah’ın yolundan saparsın.
Allah (cc.) cümlemizi ıslâh etsin.